Haber

Özgür Karabat: “Hazine Bakanı Nabati’nin Gözleri Parlarken, Kamu Bankalarındaki Soygun da Güneş Gibi Parlıyor”

CHP’nin “Esnaf ve KOBİ’leri desteklemek amacıyla kurulan Halkbank’ın belirli kesimlerine kaynak aktarımının soruşturulması” önergesi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oyu ile reddedildi. CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, “AK Partililer tecrübesiz, vasıfsız arkadaşlarını bankaların yöneticiliğine atıyorlar. Diploması dahi olmayan güreşçiyi Vakıfbank’ın yönetimine, iletişim fakültesi mezunu Ebubekir Şahin’i de bankanın başına getiriyorlar” dedi. Halkbank yönetimi, “Hazine Bakanı Nabati’nin parlak gözleri gibi, kamu bankalarındaki soygun güneş gibi parlıyor” dedi.

CHP’nin esnaf ve KOBİ’leri desteklemek amacıyla kurulan Halkbank’ın belirli kesimlerine kaynak aktarımının görüşülmesi önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Teklifin gerekçesini açıklayan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, şunları söyledi:

“ESAS MESELE SİZSİNİZ, SİZ SAĞLADINIZ”

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi? ‘Alanım iktisat. Ben iktisatçıyım.’ Öğrencilerimizin yarıyıl karnesi aldığı bu durumda karnenizi tek tek açıklayalım.’Özelleştirme’ adı altında kamu mallarını bedava sattınız, yetmedi, hazine arazilerini sattınız, yetmedi, Merkez Bankası’nın 120 milyar dolarını çarçur ettin Sözüm sen iktisatçısın Baktın hazine telaşlandı Gittin Rusya’dan Katar’dan Suudi Arabistan’dan Azerbaycan’dan para dilendin Vatanı rezil ettin, ülkemizi mahvettin. Prestij, ülkeyi 5 kuruşa muhtaç ettiniz Suudi Arabistan Maliye Bakanı ne diyor?’Türkiye, Pakistan ve Mısır gibi kırılgan ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz.’ ‘Hayatta kalma sorunu var’ diyorsunuz, hayatta kalmanın asıl sorunu sizsiniz, onu ortaya çıkardınız.

Vatandaştan, sanayiciden doğalgaz parasını peşin alıyorsunuz, Rusya’ya ‘Önümüzde seçim var, bu parayı sizin için kullanacağım, faizini sonra ödeyeceğim’ diyorsunuz. Söyleyin bu nasıl yerli, bu ne millet ama bir konu var ki başarılısınız, rakamlarla çok iyi oynuyorsunuz. Yüzde 37 olan enflasyonu oyunlarla yüzde 64 olarak gösterebilirsiniz. Bu ülkedeki ilk yiyecek ve barınma krizini siz yarattınız. Ülkeyi yabancılar için bir cennet, vatandaşları için bir cehennem haline getirdiniz. İstanbul’da, Antalya’da, Muğla’da yabancı gençler eğlenirken siz kendi gençlerinizi onlara hizmet ettirdiniz. Sonra utanmadan ‘İşsizlik yok, işi sevmeyen gençler var’ dediniz. Erdoğan ne dedi? ‘Ekonomisi göz dolduran Türkiye’ye ulaştık.’ Hatta Sayın Erdoğan, ‘Cebini dolduran taraftara ulaştık’ demeyi ihmal etti.

“MÜŞTERİYE KREDİ VERMESİ GEREKEN HALKBANK, SAFİR KULELERİ AKP BİTLİS MİLLETVEKİLİNE GÖTÜRÜYOR”

Şimdi size taraftarın cebinin nasıl dolduğunu anlatalım: Çiftçiye kredi vermesi gereken Ziraat Bankası, Demirören’e veriyor. Esnafa kredi vermesi gereken Halkbank, AKP Bitlis Milletvekili’ne Safir kuleleri satın alıyor. Nasıl alıyor? Önce bu kuleleri 100 milyon dolara alıyor, sonra 48 milyon dolara o vekile satıyor. Milletvekili ve Halkbank ‘Hesabı dolarla değil TL’yle yapın’ diyerek itiraz ediyor. Şimdi senin için TL kazanıyorum. İnşaat maliyet muhasebesini biliyor musunuz? Ona göre o kulelerin maliyeti 2 milyar 484 milyon, ortada tam 1 milyar 900 milyon var. Olağan TÜİK enflasyonunu yapalım: Ona göre ortada 1 milyar 493 milyon 910 milyon var. Hangi hesabı yaparsanız yapın, ister yukarıdan, ister aşağıdan yapın, yetimin yemek hakkı denir. Bunun adı düpedüz kamu zararıdır.

Bu neden oluyor? Çünkü AK Partililer deneyimsiz ve vasıfsız arkadaşlarını bankaların yönetimine atıyorlar. Diploması bile olmayan güreşçiyi Vakıfbank’ın yönetimine, Halkbank’ın yönetimine ise iletişim fakültesi mezunu Ebubekir Şahin’i atar. Yetmez, vicdansız krediler ve usulsüz kadrolarla devlet bankalarını ekonomik çöküşün adresi haline getiriyor. Hazine Bakanı Nabati’nin gözleri nasıl ışıl ışıl parlıyorsa, kamu bankalarındaki soygun da güneş gibi parlıyor.

“Doyuncaya ve tiksininceye kadar yedin; ŞİMDİ kıtır kıtır hesap vereceksin”

12 milyar kredi kullandırdınız, 108 bin kişiyi görevlendirdiniz. Sonuç: Sadece 38 bin kişi istihdam edildi. Ben demiyorum, Sayıştay söylüyor. Burada işsiz gençlerin hakkı ne? Bu bir yetimin hakkı değil mi? Personel istihdamı için bu kredileri kime verdiniz? Bunun hesabı sorulmayacak mı? Teminatsız krediniz var mı? Bu krediler kimlere verildi, toplam krediler içindeki payı nedir? Tahsil edilemez hale gelen kredi oranı nedir? Teminatsız veya ipoteksiz verilen kredilerin tahsil edilmemesi nedeniyle ilgili yöneticilere herhangi bir yasal yaptırım uygulanıyor mu? Gayrimenkul değerlemesini hangi şirketler yapar? Değerleme işlemlerini neden ihale ile yapmıyorsunuz, bu firmalara vermiyorsunuz? Çeklerini ödeyemeyenlere ve haciz olan şirketlere verdiğiniz krediler neden var? Bunu denetleyen kamu bankaları arasında Varlık Fonu ile kredi süreçlerinin entegrasyonunu nasıl sağlıyorsunuz? Kamu bankalarında yarım kalan yetimin hakkı var ve tüm bu işlemlerin hesabını kamu bankalarında tek tek soracağız. Yıllarca parçaladın, parçaladın, doyana kadar yedin, tiksindin; Şimdi açgözlü bir şekilde hesap vereceksin.”

“YİRMİ YILDA İLERİ GİTMEK YERİNE GERİ DÖNÜYORUZ”

CHP’nin grup önerisiyle ilgili konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, şunları söyledi:

“2002’de iktidara geldiğinizde G20’den bahsediyoruz, ülke o gün 18’inci sıradaydı, bugün neredeyiz? 20’nin altına düştük. O gün Balkan ülkeleri de dahil olmak üzere kişi başına düşen milli gelir 2002’den başladı. 8 bin dolar Biz iyi biliyoruz Aynen TÜFE’de de ÜFE’de de enflasyon oranı 29.7 diğerinde 30 yani birbirine yakın yönde giden araçları bir düşünün büyüyoruz. ama dünya da büyüyor, hedefin neydi, ‘2023’te ilk 10’a gireriz’ dediniz. Hatta geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanımız da aynı şeyi tekrarlayarak ‘Hedefimiz ilk 10’a girmek’ dedi.

Yirmi yılda maalesef ileriye gitmek yerine geriye gidiyoruz. ‘Kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak’ dediniz. Peki bugün gelinen nokta nedir? 8 bin küsur dolar. Yani söyledikleriniz ile rakamlar arasında bir gerçeklik yoktur. Doğru, Türkiye büyüyor, bundan daha doğal bir şey yok ama dünya ekonomisi durmuyor. Dünya ekonomisindeki yerimiz hala yüzde 1’in altında. O yüzden böyle karşılaştırmalar yapmamız gerekiyor. Bu gidişle ileriye değil, geriye gittiğimiz aşikar. Bugün Ziraat Bankası tarımı desteklemek için özel olarak kurulmuş bir banka, Halkbank yine aynı. Ziraat Bankası’nın tarıma verdiği destekler toplam kredilerinin yüzde 14-15’i arasında. Aynı şekilde Halkbank’ın esnafa kredisi de yüzde 17-18’in ortasında. Yani verdikleri toplam kredilerin 1/5’i bile gerçek hizmet alanlarıyla ilgili değil.”

“KAMU BANKALARI ARTIK ŞİRKETLERE KOLAYLIK SAĞLAYAN AMA GERÇEK İHTİYAÇLARI OLAN TÜKETİCİLERİ ZORLAYAN BİR SÜRECE DÖNÜŞTÜ”

HDP Grubu adına söz alan Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, şunları söyledi:

“Kamu bankaları artık şirketlere kolaylık sağlayan ama gerçek ihtiyacı olan tüketiciler için zorluk yaratan bir sürece dönüştü. Bankalar kar ediyor, devlet kamu bankalarına bir buçuk yılda 3 kez sermaye artırımı yaptı. Nasıl arttı? sermayeyi işsizlik fonundan aldı, buradan kamu bankaları boşalırken, bütçeleri boşalırken, yine tamamen halktan alınıyor ve oradan besleniyor.

Açlık var, kriz var, yoksulluk var, insanlar borcunu borçla ödeyemiyor; Batman ve Diyarbakır’da çiftçi elektriği ödeyemiyor, gelen desteğe banka el koyuyor; Sermaye artırımı ile Demirören Kümesi’nin verdiği miktarların artırılması, 790’dan 890’a çıkarılması, yeniden yapılanma söz konusu olduğunda ise on dört yıla çıkarılması kolaylaştırılmıştır.

Gerçek tüketicilerin ihtiyaçlarını düzenliyor musunuz? Hayır. ‘Araştıralım’ diyoruz, araştırmak istemiyorsunuz ama bir çok sıkıntıda lehinize düzenlemeler yapıyorsunuz hem borsada hem de esnafla ilgili düzenlemelerde. Tamam, kötü krediler için bir süreç var mı? Tüketicinin konutuna, malına, ihtiyaç sahibine haciz gider; kolaylık başkasına ‘yapılandırma’ denilerek sağlanır.”

sahinbey-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu